11.SINIFLAR

Orta Doğu’da Baas Rejimleri

Orta Doğu’da Baas Rejimleri

BAAS: Yeniden Doğuş    Orta Doğu’da özellikle Suriye ve Irak’ta ortaya çıkan siyasi bir harekettir.

Arap Baas Sosyalist Partisi, Arap milliyetçisi ve Marksist olan Salah Bitar ve Mişel Eflak tarafından 1943’te kuruldu.                                                                                                           Baas,  Arap milliyetçiliğini esas aldı. Programında Suriye, Irak, Filistin ve Ürdün’ü bir araya getirmeyi hedefleyen Büyük Suriye projesi vardı.

Emperyalist Batı’ya olan karşıtlık, Suriye ve Irak’ı Sovyetler Birliği’ne yakınlaştırmıştır. Parti, enerjisini Panarabizmden almıştır.

1958 yılında Suriye ile Nasır liderliğindeki Mısır arasında Panarap idealinin ilk somut adımı atılarak Birleşik Arap Cumhuriyeti (BAC) kuruldu. Irak, bunun üzerine Ürdün ile Arap Federal Birliğini kurdu. Suriye’nin 1961’de Birleşik Arap Cumhuriyeti’nden ayrılmasıyla birlik dağıldı.     Baas, ilk kez 1963’te Irak’ta yapılan askerî darbeyle iktidar oldu(dokuz ay sürdü) 1968’de Irak’ta 35 yıl sürecek Baas rejimi başladı.1970’teki darbe sonrası Hafız Esad, 1971’deki halk oylamasıyla ülkenin ilk NUSAYRİ devlet başkanı oldu.

  BAAS, iktidara gelmesiyle yönetim kademesindeki Sünni ağırlığını ortadan kaldırmak için büyük tasfiye hareketine girişti. 1970’li yıllar da Beşar ESAD’a karşı muhalefet yaygınlaştı. Bunlar içinde en geniş taraftarı olan MÜSLÜMAN KARDEŞLER 1982’de HAMA’DA ayaklandı.                  Hafız Esad’ın 2000’de ölümü üzerine yapılan referandum sonucu Beşar Esad devlet başkanı oldu.                                                                                                                                                             Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler  nasıl gelişti?                                                                      1.2009’da karşılıklı olarak vizeler kaldırıldı                                                                                            2.Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyinin kurulmasını öngören antlaşma imzalandı. Arap Baharı’nın başlamasıyla birlikte 30 Aralık 2011de Türkiye –Suriye işbirliği askıya alındı.

Irak’ta 1979’da Saddam Hüseyin iktidara geldi. Saddam, sistematik bir baskı ve korku politikası uyguladı.


 Baas rejiminin icraatlarından ilki, 1972’de ülkedeki enerji sektörlerinin millîleştirilmesi oldu.                                                                                                                                                                                                  ENERJİ SEKTÖRLERİNİN MİLLÎLEŞTİRİLMESİ’NİN AMAÇLARI.                                                           1. Ekonomik kalkınmayı sağlayarak hem halk nazarındaki yerini Sağlamlaştırmak.                2.Baas ideolojisi doğrultusunda ülkedeki yabancı güçlerin etkisini azaltmak

Suriye ve Irak’taki muhalefet ve isyanların artmasının sebepleri nelerdir?                                            1.Baas Rejimlerinin zamanla aile ve mezhep odaklı politikalar izlemeye başlaması.                          2. Her iki ülkenin kendi düzeninde uyguladığı şiddete dayalı ve hukuk dışı uygulamalar. Suriye’de Müslüman Kardeşler (El-İhvan El-Müslimin) Irak’ta ise farklı Şii gruplar ayaklanmalarda etkili oldu.

SURİYE VE IRAK’TAKİ BAAS REJİMLERİ’NİN İZLEDİĞİ DIŞ POLİTİKALAR Suriye;Kendisinden koparılmış olarak gördüğü Lübnan, Ürdün, Filistin ve Hatay’ı da kapsayan Şam merkezli Büyük Suriye’yi kurmak istiyordu. 

  Irak: Arap birliğinin Bağdat merkezli ve Basra eksenli  olarak Kuveyt, Mezopotamya, Şattü’l Arap ve İran’ın Huzistan bölgelerini de kapsayan Büyük Irak idealini gerçekleştirmeyi amaçlıyordu.

Atatürk Önderliğindeki Türk Millî Mücadelesi’nin Bağımsızlık Mücadelesi Veren Milletlere Etkisi

 

Millî Kurtuluş Savaşında, Türk Milletinin, Atatürk’ün önderliğinde kazandığı zafer, Çin’den Hindiçini’ye, Hint yarımadasından Kara Afrika’ya kadar, sömürge veya yarı sömürge idaresi altında yaşayan,yüz milyonlarca insana da umut, sevinç ve ilham kaynağı olmuştur. Mustafa Kemal’in Batı emperyalizmi ve sömürgeciliğine karşı Türk milletiyle bütünleşerek verdiği savaş ve kazandığı zafer, mazlum milletlere bağımsızlık umudu vermiştir                                                                                 

Atatürk’ün, imparatorluğun artık geçmişte kaldığı gerçeğini görüp, millî bir devlet kurma yolundaki akılcı tutumu; çağdaşlaşmayı gerçekleştirme yolundaki kararlı ve cesur hamleleri de, ayrıca bütün dünyada derin izler bırakmıştır.                                                                                      Zamanla, sömürgecilerin, İslâm’ın dostları olmadıkları gerçeği aldatılan kitlelerce de anlaşıldı Atatürk Türkiyesi, millî kurtuluş şahlanışının örneği ve ilham kaynağı olduğu gibi, gelişmeğe muhtaç pek çok ülkenin çağdaşlaşma çabalarına da ışık tuttu.                                                    

Kurtuluş Savaşı Hakkında Devlet Adamlarının Görüşleri

Pakistan’ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah,(1876-1948) “Türk Kurtuluş Hareketi’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk, bütün dünya için bir örnektir.” Onun ölümü ile, yalnız islâm âlemi değil, bütün dünya, tarih boyunca yaşamış en büyük insanlardan birini kaybetmiştir.”demiştir.


 

HİNDİSTAN LİDERİ NEHRU,1889-1962) Mustafa Kemal’in yalnız Müslüman Hintliler tarafından değil Hindular tarafından da sevildiğini vurgulamış ve “Kemal Paşa benim kahramanımdı.” demiştir.


TUNUS DEVLET BAŞKANI HABİB BURGİBA,(1903-2000) Atatürk’ün zaferlerini örnek alarak kendi milletini de aynı yola sevk edip edemeyeceğini ta Sakarya Savaşı’ndan itibaren düşünmeye başladığını vurgulamış ve Atatürk gibi davranmak, onun gibi olmak istediğini dile getirmiştir.


AFGAN KRALI EMANULLAH HAN(1892-1960 )da Atatürk’ün sadece Türkiye için değil bütün Doğu milletleri için büyük bir örnek olduğunu vurgulayan liderlerdendir