11.SINIFLAR

İMPARATORLUKLARDA ASKERİ,SOSYAL VE EKONOMİK DURUM

İMPARATORLUKLARDA ASKERÎ, SOSYAL VE EKONOMİK DURUM                                                                                                                                                  İklim, toprak yapısı, madenler ve ticaret yolları gibi coğrafi unsurlar imparatorluklar için oldukça önemlidir.                                                                                                                             Örneğin Büyük İskender, Doğu Seferi’ni Pers İmparatorluğu’na ait ticaret yollarını ele geçirmek amacıyla düzenlemiştir. 13 yıl gibi kısa bir sürede Makedonya’dan Hindistan’a kadar geniş bir coğrafyada hüküm süren Büyük İskender, bu topraklarda ya kendi adına şehirler kurmuş  ya da var olan şehirleri yeniden düzenlemiştir.   
Ad:  Büyük İskender (III. Aleksandros)4.jpg
Gösterim: 774
Boyut:  64.8 KB

       
Bunların başında Mısır’daki İskenderiye gelmektedir.                                                       Büyük İskender, Perslerin oluşturduğu yol ağlarını geliştirerek ticarete ve ulaşıma önem vermiştir.                                                                                                                                                    Roma İmparatorluğu da deniz ticaretine ve kolonizasyon faaliyetlerine yönelmiştir. Şehir devleti olarak ortaya çıkan
Roma, Yunan şehir devletlerinden farklı olarak yayılmacı bir politika izlemiştir.                                                                                                                     İlk Çağ’da, askerî zaferlerle geniş bir alana yayılmış ve buralardan elde edilen ganimet, vergi ve insan gücü sayesinde maddi imkânlara ulaşmıştır. Ayrıca imparatorluğun yükselişinde hâkimiyeti altına aldığı bölgelerde düzenli yol ağları kurmaları ve bu yolları güvenli hâle getirmeleri de etkili olmuştur                                                                                                         Roma İmparatorluğu gelirlerinin önemli bir kısmını kolonizasyon faaliyetlerinden sağlamıştır. Romalı tüccarlar, uzun mesafeli ticaret yapmıştır. Arkeolojik kazılarda aynı imalathanede üretilen benzer çanak, çömlek, seramik gibi maddi unsurların birbirlerinden binlerce kilometre uzaklıktaki noktalarda bulunmaları bu durumun ispatıdır.                                                                                 Asya’daki ticari faaliyetleri, Kızıldeniz’den Hindistan kıyılarına kadar denizlerde de sürmüştür.

Sasani Devleti’nde ekonomi, topraktan alınan vergilere dayanmaktaydı. Bu vergiler ile genellikle liman, köprü ve konaklama yeri gibi ticarete hız kazandıracak eserler yapılmıştır. Ayrıca vergiler ile ordunun ihtiyaçları ve savaş masrafları karşılanmıştır.                                                                                                         Sasaniler, gelirlerini artırmak için 1.Üreticiyi destekleyen yasalar çıkarmış, 2.ticaret ağını daha da büyütmüştür.                                                                                           Hint Okyanusu’nda, Orta Asya’da ve Güney Rusya’da uluslararası ticarete egemen olmuşlardır. Bu kadar geniş bir coğrafyada hâkimiyet kuran Sasani Devleti’nde, Perslerdeki satraplık sistemine benzer, daha merkezî bir eyalet sistemi uygulanmıştır.                                                                                                             Çin, dağlar ve nehirlerle bölünmüş çok geniş topraklara sahiptir. İklimi ve coğrafi farklılıkları nedeniyle de Kuzey ve Güney Çin olmak üzere iki bölgeye ayrılmıştır. Tarıma büyük önem veren Çin toplumunda toprak mülkiyeti, Roma ve Sasani İmparatorluklarından farklı bir yapıdadır. “Cennetin altındaki her karış toprağın egemene ait olduğu” düşüncesi, özel mülkiyetin yaygınlaşmaya başlamasından sonra da devam etmiştir. Bu durum bütün toprakların toplumun tamamına ait olduğuna dair ilk düşünceleri yansıtmaktadır

Moğol İmparatorluğu’nun merkezi konumundaki İç Asya’da iklim şartları tarım için elverişli değildi bu nedenle, halkın ana geçim kaynağı hayvancılık olmuştur. Hayvanlar için otlak arayışları sonucunda Moğollar, konar-göçer bir yaşam tarzını benimsemiştir. Ekonomileri her ne kadar hayvancılığa dayansa da yerleşik topluluklar ile ticarete önem vermişler, özellikle de canlı hayvan ticareti yapmışlardır.                Cengiz Han, Celalleddin Harezmşah ile görüşmesi sırasında, “Dünyanın imarı ticaretle olur, onun için aramızdaki ticari münasebetleri geliştirelim.” demiştir.           Roma ve Moğol İmparatorluklarının güçlü, düzenli ve disiplinli orduları vardı.       Roma ordusunun çoğunluğu paralı askerlerden oluşurken Moğol ordusu gönüllü birliklerden oluşmaktaydı. Moğol ordusu, Mete Han’ın geliştirdiği onlu teşkilata uygun olarak on, yüz, bin ve on bin şeklinde bölümlere ayrılmıştı. Moğol ordusu hafif süvari birliklerinden oluştuğu için hızlı hareket kabiliyetine sahip olup bölükler hâlinde harekete geçebiliyordu. Birliklerin bu şekilde olması ordunun sevk ve idaresinde büyük kolaylıklar sağlamıştır. 







                                      
         Çin İmparatorluğu’nun silahlı gücü , imparatora asker sağlamakla yükümlü olan toprak sahiplerinin kontrolü altındaydı. Madenden yapılmış silahların birçoğunu ellerinde tuttukları için silahların, zırhların ve kullanımı giderek artan atların maliyetini sadece soylular karşılayabiliyordu. Çin ordusu askerî teşkilat ve teçhizat bakımından Türklerden etkilenmiştir.

                        İmparatorluklarda Yönetim Organizasyonu                                           Kurduğu imparatorluğun yönetiminde Perslerden etkilenen Büyük İskender, satraplık idaresini benimsemiştir. Büyük İskender’in uyguladığı yönetim sistemi de Roma İmparatorluğu’na örnek olmuş- tur.                                                                                                                                          Roma, satraplık idaresini geliştirerek eyalet sistemini uygulamıştır. Roma’da kraldan sonra etkin bir danışma kurulu olan senatoya  soylular girebiliyordu.                   Roma toplumu patriciler, plepler ve köleler olmak üzere üç sınıfa ayrılmıştı. Senatoda görev yapan soylu sınıfa patrici, Roma’ya sonradan gelip yerleşenlere de plep adı verilirdi. Köleler ise Roma’nın işgali altındaki ülkelerden getirilmiş, patricilerin evlerinde hizmetçilik ya da uşaklık yapan, tarlalarda işçi olarak çalışan sınıftı.                                                                                                                     Sasanilerde Roma İmparatorluğu’nda olduğu gibi yönetime aristokratlar hâkimdi. Sasanilerdeki danışma meclisi, Roma’daki konsüllerle benzerlik gösterse de Sasanilerin soya bağlı hanedan üyelerinin mecliste etkin olması, Roma’dan farklılık gösteriyordu. Ayrıca Sasani İmparatorluğu’ndaki siyasi meşruiyet ve idari yapı, dinî bir karakter taşımaktaydı.

                                SORULAR

1İmparatorluklar için önemli olan unsurları yazınız.

2.Roma İmparatorluğu’nun yükselişinde ne etkili olmuştur?

3.Sasaniler gelirlerini arttırmak için ne gibi önlemler almışlardır?

4.Çin’in coğrafi olarak kuzey ve güney olarak ayrılmasının sebebi nedir?Yazınız.

5.Çin İmparatorluğu’nun silahlı gücünün toprak sahiplerinin kontrolü altında olmasının sebebi nedir?

6.Roma toplumu kaç sınıfa ayrılırdı? İsimlerini yazınız.

7.Roma’da kralı kim seçerdi? Kralı onaylayan ve denetleyen meclisin adı nedir?