11.SINIFLAR

1929 dünya ekonomik bunalımı

1929 DÜNYA EKONOMİK BUNALIMI

1929'da başlayan ve 1930'lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir. Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa'yı merkez almasına rağmen, dünyanın geri kalanında da  yıkıcı etkiler yaratmıştır.

1929 Bunalımı temelde Amerika’da borsanın çöküşüne ithaf edilse de; o yıllarda yeryüzündeki ekonomik koşullara, krizin büyüklüğü ve etkisine bakıldığında Büyük Dünya Bunalımı adını almayı hakettiği açıkça görülmektedir. Bunalım dünyada 50 milyon insanın işsiz kalmasına, yeryüzündeki toplam üretimin %42 oranında ve dünya ticaretinin de %65 oranında azalmasına neden olmuştur. 1929 yılına kadar dünyada oluşan diğer krizlere bakıldığında dünya ticaretinin en fazla %7 oranında düştüğü düşünülürse 1929 bunalımının ne derece etkili olduğu tahmin edilebilir.

I. Dünya Savaşı dolaylı ya da doğrudan tüm dünyayı etkilemekle beraber, savaş sonrasında oluşan dünya tablosundaki en önemli figürler gerek yaşadıkları değişimler gerek dünya ekonomisine etkilerinden dolayı Amerika, İngiltere ve Almanya oldu.

Savaşa kadar dünyada egemen güç sayılan İngiltere, kanayan bir ülke durumuna geldi. Savaş sonrası Amerika’dan alınan borçla yeniden kurulan altın standardıyla değer kazanan pound, İngiliz ihracatının azalmasına sebep oldu. Daha az ihracat daha fazla altının dışa akımına bu da yeniden borçlanmaya neden oldu.

O yıllarda Almanya ise Amerika’nın savaş sonrasında geri istediği tazminat sorunuyla karşı karşıyaydı. Ekonomisi durma noktasına gelen Almanya, tazminat sorununa çözüm olarak para basmayı denedi. Bu para Amerika tarafından kabul edilmediği gibi Almanya’da hiperenflasyona neden oldu.  Tazminat sorunu 1924 yılında Amerika’nın önerdiği Dawes Planı ile çözülmeye çalışıldı. Bu planda Amerika Almanya’ya yeniden yapılanması için kredi verecek; yapılanmasını tamamlayan Almanya daha sonra tazminatını ödeyecekti.

KRİZİN SEBEPLERİ:                                                                                                                                     1.Amerika’daki şirketlerin mali güçleri. 1929 yılına gelindiğinde Amerikan ekonomisinin %50’si üzerinde söz sahibi olan holding sayısı 200 kadardı. Bu da tek bir holdingin bile iflasının ekonomiyi sarsmaya yeteceğini gösteriyordu.

2. Bankaların kötü yapılanmış olması. Bankaların sermaye esaslarını, rezerv ve kredi oranlarını belirleyen yasalar yoktu.

3. Başkan Hoover yönetiminin ekonomi alanındaki tecrübesizliği. Bu düşüncenin savunucularına göre başkan Hoover yönetimi 20lerde hüküm süren liberal ekonomi anlayışına göre ekonomiye devlet müdahalesi yapmamayı uygun görmüştü. Hükümet altına bağlı olmayan para basmayı reddederek sıkı bir para politikası izledi ve piyasada para bulunmayınca ekonomik faaliyetler durdu, reel sektör küçüldü. Bu da daha fazla işsizlik, daha az gelir demekti.

4. Amerika’nın dünya üzerindeki net kreditör olması. Bunun yanında I. Dünya Savaşı sonrası Almanya ve İngiltere’den istediği tazminatların altın olarak ödenmesini talep ediyordu. Ancak yeryüzündeki altın stoğu yetersizdi ve varolan stoğu da zaten Amerika kontrol ediyordu. Bu sebeple de bahsedilen tazminatların ve kredilerin mal ve hizmet olarak ödenmesi denendi ancak bu da Amerika’nın kendi mal ve hizmet sektörünü vurdu. Son çare olarak gümrük duvarları koyma yoluna gidildi ancak bu da yalnızca dış ticareti küçülttü..

KRİZİN PATLAK VERİŞİ: KARA PERŞEMBE

New York Borsası 1928 yılının başından 29 yılı Ekim ayının başına kadar olan süreçte gittikçe yükseliyor ve yüksek fiyat/kazanç oranı getiriyordu. Ancak 3 Ekim 1929 tarihine gelindiğinde, yukarıda sayılan sebepler doğrultusunda borsanın ilerlemesi durmuş hatta birkaç büyük holdingin hisse senetleri düşmüştü. Bu düşüş 21 Ekim günü yabancı yatırımcıların kağıtlarını ellerinden çıkarmalarıyla hızlandı ve “Kara Perşembe” olarak anılan 24 Ekim 1929 Perşembe günü borsa dibe vurdu. 1929 yılının fiyatlarıyla 4.2 milyar dolar yok oldu. 29 Ekim 1929 gününün fiyatlarına bakıldığında bir yıl öncesinin karının bile sıfırlandığı görülür. 21-29 Ekim 1929 tarihleri arasındaki fark Dow Jones sanayi ortalamasının 328’den 230’a düştüğünü gösterir.  

SONUÇLARI: 1. 4.000 kadar banka batmış, binlerce insanın mal varlığı yok olmuştur.                                                               2.insanlar açlığa sürüklendi ve sebze ve meyve yetiştirip satarak yaşamaya çalıştılar.                               3.Piyasadaki para bir anda yok olduğu için insanlar ihtiyaçlarını karşılamada takas yoluna giderek bir nevi değiş-tokuş ekonomisine geri döndüler.                                                                                                                                     4.İnsanlar maddi varlıklarıyla beraber sosyal konumlarını ve ruh sağlıklarını da kaybettiler.

5.Büyük Bunalım en çok sanayileşmiş şehirleri vurmuş, bu kentlerde bir işsizler ve evsizler ordusu yaratmıştır.                                                                                                                                                                                     6.Birçok ülkede inşaat faaliyetleri durmuştur                                                                                              7.Tarım ürünü fiyatlarındaki %40-60'lık düşüş, çiftçileri ve kırsal bölge nüfusunu kötü etkilemiştir.                                                                                                                                         8.Talebin beklenmedik düzeyde düşmesi nedeniyle madencilik alanı buhranın en fazla etkilendiği sektörlerden biri olmuştur.

Roosevelt ve "New Deal"

Büyük ekonomik çöküşten sonra Hoover tekrar başkan seçilemedi. Onun yerine ekonomik sistemde köklü de-ğişiklikler vaat eden Roosevelt aldı. 1930-37 yılları arasında "New Deal"ı uyguladı. Amerikan ekonomisi tarihinde ilk kez devlet müdahalesine maruz kalıyordu. Roosevelt önce bankacılık sektörüne el attı. İlk kez Merkez Bankasını kurdu. Bankacılık sisteminin düzeltilebilmesi için 500 kadar yeni düzenleme yaptı. Çalışma saatlerini azaltarak işsizlik sorununu çözmeye çalıştı. Tarımda da bir takım düzenlemeler yapıldı. Özel sektörün ilgilenmediği yatırımları devlet yapıyordu. Fakat devlet harcamaları ekonomiyi canlandırmaya yetmiyordu. Bu yüzden "New Deal" programının çok da başarılı olduğu söylenemez.

1929 Dünya Ekonomik Buhranının Türkiye'ye Etkisi

Türkiye bunalımı atlatmak için kliring ve takas sistemini uyguladı. Kliring sistemine göre malını alanın, malını alma ilkesi vardır. Türkiye mümkün olduğu kadar bütün ülkelerle kliring ve takas anlaşması yapmaya çalıştı. Bu sayede ihracatı teşvik etmek amaçlanıyordu. Ayrıca ihraç mallarının standardizasyonuna ve kalitesine de önem verilerek ihracat teşvik edildi.