11.SINIFLAR

KABİLEDEN DEVLETE

                                                 KABİLEDEN DEVLETE

İlk tarım toplumlarında ekonomik ve sosyal organizasyonun temel birimi 10-50 aileden oluşan topluluklardı.Bu topluluklar zamanla büyüyerek KABİLE KONFEDERASYONLARINI oluşturdu.

KABİLE: Aynı atadan gelen ve birbirine kan bağıyla bağlı bulunan büyük insan topluluğuna verilen isimdir

Coğrafya veya iklimin hayat tarzlarını şekillendirmesiyle köyler ve kabile Konfederasyonları zamanla şehir devletlerini meydana getirmiştir. İlk Çağ medeniyet havzalarına  akıldığında Mısır’da “NOM”, Sümerlerde “SİTE”, İyon ve Dorlarda “POLİS”

adı verilen şehir devletleri kurulmuştur.

                                İLK SİYASİ YÖNETİM BİÇİMLERİ

Antik medeniyetlerdeki kabileler veya şehir devletlerinin  başlarında kral veya feodal yöneticiler vardır. Bu yöneticiler merkezdeki büyük krala bağlıdır.

 Büyük kral; güçlü ve dirayetli bir kişiyse merkezî bir devlet yapısı oluşmuş, güçsüzse kabileler merkezden bağımsız hareket edebilmiştir. İlk Çağ’da bazı güçlü kralların kendi ülkeleri dışındaki yerleri ele geçirdiği ve farklı milletleri yönetimleri altına alarak imparatorluklar kurduğu da olmuştur.

Madenleri işlemeye başlamayan  insanlar, taşa göre daha dayanıklı, sivri ve kesici silahlar yapmaya başlamıştır. At evcilleştirilmiş ve at arabası yapılmıştır. Zamanla bunları komşu devletlere üstünlük sağlamak adına savaş meydanlarında kullanan devletler, ordularının gücü nispetinde büyük topraklara hükmetmiştir.

Bu devletler, farklı ırkları, milletleri ve kültürleri yönetimleri altında birleştirerek imparatorluk görünümü kazanmıştır.

İMPARATORLUK:

Topraklarında oturan çeşitli milletleri egemenliği altında toplayan devlet biçimi,

• İçerisinde çeşitli unsurları (din, etnik köken, dil vb.) barındıran devlet modeli

SÜMERLERDE site olarak bilinen şehir devletleri ortaya çıkmıştır.                                                              AKAD İMPARATORLUĞU’NU kuran ve Mezopotamya’nın tümünü yönetim altında birleştiren Kral SARGON olmuştur.  Sargon, dünyanın bilinen ilk imparatorluğunu kurmuştur.                                                                                                                 BABİL DEVLETİ: iktidarı ele geçiren güçlü krallar merkezî otoriteyi daha da güçlendirmiştir. Asurlular : istilacı bir yapıya sahiptir. Mezopotamya dışında pek çok yeri yönetimine alarak imparatorluk görünümüne kavuşmuştur.

YUNAN MEDENİYETİNİN ORTAYA ÇIKTIĞI coğrafya, dar bir sahil şeridine sahip olup yüksek dağlarla birbirinden ayrıldığı için Yunanistan’da merkezî devletler kurulamamış, polis adı verilen şehir devletleri ortaya çıkmıştır. Atina ve Sparta gibi polisler arasında bitmek bilmeyen mücadeleler yaşanmıştır.

 şehir devletlerinin ordularını güçlendirme çabaları, geniş kesimlerin siyasal haklar elde etmesinde ve siyasi yapının demokratik bir nitelik kazanmasında etkili olmuştur.  şehir devletlerinde kralın hak ve yetkileri meclisler tarafından kısıtlanmıştır. Buna karşın meclislerin yetkileri artmıştır. saltanat olmaktan çıkan krallık, belirli bir sınıf tarafından seçilmeye başlamıştır. Böylece soylular, iktidarı ele geçirerek aristokratik yönetim anlayışını kabul ettirmiştir.

Aristokratlar arasından belli bir zümrenin, krallığı yönetme hakkının kendilerinde olduğunu iddia etmesi ve yöneticilerin sadece o gruptan seçilmesi OLİGARŞİ denilen yönetim anlayışını doğurmuştur.

Soyluluğa dayalı ayrıcalıklı sınıf olan ARİSTOKRATLARA veya halka karşı zaman zaman güç kullanarak yönetimi ele geçiren  kişilere “TİRAN” bunların yönetimine de “TİRANLIK” denmiştir.

Milletin, egemenliği elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği vekiller aracılığıyla kullandığı YÖNETİM BİÇİMİ CUMHURİYET’TİR.                                                                                 DEMOKRASİ : siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, tüm yurttaşların eşit sayıldığı siyasi düzendir

İlk Çağ’da   İran, Anadolu, Mezopotamya, Mısır ve hatta Yunanistan’ın bazı bölgelerini içine alan büyük bir imparatorluk kurmuşlardı.                                                                                      Persler;  SATRAPLIK denilen eyalet sistemini oluşturmuşlardı. Bu sistemde ülke eyaletlere ayrılmış ve eyaletler SATRAP adı verilen idareciler tarafından yönetilmişti.              Satraplar merkezden gönderilen memurlar tarafından denetlenmişti.                                         Ayrıca merkezî otoriteyi güçlendirmek ve eyaletler arasında iletişim kurmak amacıyla  gelişmiş bir POSTA TEŞKİLATI kurmuşlardı.

Makedon Krallığı’nın başına geçtikten sonra Anadolu’yu, sonra da Pers İmparatorluğu’nun topraklarını ele geçiren İskender, Hindistan’ın Pencap havzasına kadar ilerledi.

HELENİZM: Eski Yunan kültürünün doğu kültürleriyle teması sonucu ortaya çıkan fikir, sanat ve felsefe akımına Helenizm denir.

İskender’in Perslerden alıp uyguladığı yönetim sistemi de Roma İmparatorluğu’na örnek olmuştur. Satraplık idaresini değiştiren ve geliştiren Roma, eyalet sistemini uygulamıştır.

MÖ VIII. yüzyılda bugünkü İtalya’da kurulan ROMA İMPARATORLUĞU, İskender’in egemen olduğu Akdeniz havzasına hükmetmiştir.

Roma İmparatorluğu’nda sırasıyla krallık, cumhuriyet ve imparatorluk dönemleri yaşanmıştır.

Roma toplumu; patriciler, plepler ve köleler olmak üzere üç sınıfa ayrılmıştı. Senatoda görev yapan soylu sınıfa patrici, Roma’ya sonradan gelip yerleşenlere de plep adı verilirdi. Köleler: Patricilerin evlerinde hizmetçilik ya da uşaklık yapan tarlalarda işçi olarak çalışan sınıftı.